‘Dijital Altın’ denilen Kripto Paralar Fırsat mı?
Önemli not: Bu yazının amacı, sıradan vatandaşın son zamanların en büyük yeniliği olan kripto paraları anlaması, eğer varsa bir yatırım fırsatını zamanında değerlendirmesidir. Bu yazı kesinlikle bir yatırım tavsiyesi değildir. Volatilitesi şimdilik yüksek kriptoparalara dikkatle yaklaşılmalıdır.
Önce paradan bahsedelim. Çünkü para konusunda kafamız karışık. Konuyu bildiğimizi düşünüyor ama bilmiyoruz. Mürekkepli kağıdı, ya da damga basılmış demir parayı somut sayıyor, soyutluğunu bir türlü kabul edemiyoruz.
Paranın tanımı bence işlevinde yatmalıdır. Yani “cebimdeki fiziksel değer”den çok başka bir şey olmalıdır. Bu satırların yazarı olarak size inandığım tanımı söyleyeyim : “Alın terini zaman ve mekanda koruyup taşımaya yarayan araç”
Diyelim ki bir domates tarlanız var ve hepsi olgunlaşmış durumda. Bir süredir de bir kamyonet almak istiyorsunuz. Ara sıra şehre inecek ve belki de mallarınızı taşıyacaksınız. Çürümeden önce domateslerinizi alıp size kamyonet verecek birini bulmanız gerek. Ancak bulamıyorsunuz. Ailenizi sadece domatesle de besleyemezsiniz. Bu durumda aracı olarak para imdadınıza yetişiyor. Yani para faydalı bir icat. Ancak bu toplumsal bir mutabakatla oluşmalı. Yani siz domateslerinizi temsil etmek için kendi paranızı basamazsınız. Ya domatesiniz yoksa? Dolandırıcı durumuna düşersiniz. En azından gerçeği abartıp spekülasyon yapmış olursunuz. Kamyoneti satan kişi de gerçekte değersiz bir kağıt karşılında malını vermiş olur. O da çaktırmadan bunu başkasına aktarmak ister ve ipin ucu kaçar. Sanırım durumu anlamaya başladınız. Cebinizdeki para bugün son derece soyut ve şişirilmiş bir “bilgi kağıdıdır”. Çek, mektup, banknot… teknolojinin yettiği kadar ortaya çıkabilmiş “bilgi” taşıyıcılardır.

Dolar bir yüzyılda 100 misli değer kaybetti. Uzun zaman eldeki altın rezervini temsil eden dolar 1971’de ABDde çıkan bir yasayla altınla olan bağını kopardı. Merkez Bankaları bu yasadan sonra ellerindeki ya da bastıkları dolar karşılığında altın rezervi bulundurmak mecburiyetinden kurtuldular. Böylece para matbaasını elinde tutan devlet, dünya parası olan dolardan sınırsız sayıda basma gücüne kavuştu. Ancak içi boş olan bu kağıtlar, kredi vs ile elden ele dolaşıp arttıkça izi sürülmez hale geldi. Üstelik olmayan parayla alınan kredilerin faizini ödemek de söz konusu oldu. Böylece bu balon şişti, şişti ve kimin elinde patlayacağı bilinmez oldu. Aslında bu balon hep halkın elinde patlar. Çünkü para üreten üst kademeler olan bitenden haberdardır.
Örneğin siz bankanızdan kredi almak istediğinizde şubeniz merkeze başvurur. Merkez parayı “üretir”. Yaptıklarının belli oranını devlete teminat göstermesi gerekirken bunu kimse kontrol etmez. Şube memurları daha yukarıda olup bitenden habersizdirler. Düşünsenize, siz para üretirseniz hapise girersiniz. Devlet bile özgürce para basamazken bankalar diledikleri gibi para üretebilmektedirler. Üstelik olmayan paranın faizini de sizden alırlar! Alamazlarsa maaşınıza, evinize el koyarlar. Bu da bankacıların devletler üstü gücünü göstermektedir. Neyse, konumuza dönelim.
Sonuç olarak mevcut paranın sadece %10u basılı olarak vardır. Gerisi zaten sanal paradır. Üstelik arkasında bir değer olmayan bu paraların sonsuz üretilmesi son zamanda olmuş ve olacak krizlerin nedenidir. Borç artmıştır ve birilerinin başında patlayacaktır, ki bu genelde halktır. 2008 krizinde bütün dünya borsaları %10 değer kaybetti, yani şirketler tüm karlarını kaybettiler, zarar dahi ettiler. Sıradan vatandaş bu kayıp yüzdelerini hafife alır ancak çoğu şirketin kâr marjı %2-5 dolaylarındadır. Ancak o krizde devletler, yani siz, bankaları ve diğer şirketleri kurtardılar.
İşte enflasyonist olmayan hatta deflasyonist kripto paralar bu dinamiğin tersini bünyelerinde barındırırlar. Talep arttıkça değerlenirler. Yani örneğin Bitcoin sadece 21.000.000 üretilecektir. Fizik dünyada bunu altın varlığıyla kıyaslayabiliriz. Altın sonludur, üretilme (mining) hızı sınırlıdır. Talep arttığında değeri artar. Çünkü herkese yetecek kadar bulunmadığı zamanlar olmuştur. Oysa Amerikan Doları 2008 krizinden sonra tarihte daha önce basılanın 4 misli kadar basıldı !!!

Bu kadar ekonomi yeter, şimdi gelelim Bitcoin’e:
2008 krizinin hemen ardından 2009’da Satoshi Nakamoto imzalı bir whitepaper, yani bir makale yayınlandı. Bunda Kripto Para’nın ne olduğu, nasıl çalışacağı ve dayalı olduğu Blockchain teknolojisi anlatılıyordu. Yazar belki takma isimli gerçek bir kişi, belki de bir grup insandır bunu bilemiyoruz. Ancak en başta 1.000.000 Bitcoin’i kendine ayırmıştı. Bugüne kadar Bitcoin madencileri 17.000.000 Bitcoin ürettiler.
Alınteri ya da tasarruf diyelim, kriz ve belirsizlik dönemlerinde kendine emin liman arar. Bugüne kadar bu liman genellikle ölmez değerler olan altın ve gümüşe kayarken şimdi bir limanımız daha var. Üstelik taşıması, saklaması ve alım satımı çok kolay.
Bitcoin’in teknolojisi Blockchain: Bu bir veri depolama yazılımıdır, yöntemidir. Bloklar şeklindeki boyutu belli veri paketleri, yeni pakete geçilirken bir öncekine zincir şeklinde eklenir. Bu veri parçalarının zincire eklenmesi için çok sayıda bağımsız merkezin bunu kayda geçip onay vermesi gerekir. İşte madencilik de bu işi yapmaktır. Madenciler veri transferinden küçük bir ücret talep ettikleri gibi, belli sayıda blok için de bitcoin kazanırlar. Hatta bu üretimde belli ödüller de vardır. Ancak bu ödüller belli zaman dilimlerinde yarıya indirilir. Bu nedenle Bitcoin üretimi sürekli yavaşlamaktadır. 10 yılda 17 milyon üretilmişken, geri kalanı 2100 yılında ancak tamamlanabilecektir. Talep artarsa Bitcoin tarihin en büyük değer taşıyıcı aracı olacaktır. Nakamoto yazısında işte bunları formüle etmiştir.
Bir düşünelim: Bankanız ya da tapu daireniz size ait verileri (taşınır/taşınmaz varlığınız) kendi merkezinde tutmaktadır. Bu verilerin sahibi siz gibi görünseniz de üzerlerinde asla tasarruf sahibi olamazsınız. Bunlar hacklenebilir, firma tarafından değiştirilebilir, çeşitli yaptırım bahaneleriyle el koyabilir. Sizin bankanıza güvenmekten başka çareniz yoktur. Zaten asla okumadığnız bir sözleşme imzalarsınız. Bugün Blockchain teknolojisi kamu ve özel sektörde yaygınlaşmakta, veri güvenliği, güvenirliği sağlanmakta, sahtecilik sıfıra indirgenmektedir. (Ör. Ülkemizdeki “diploma” tartışması, diplomalar “merkeziyetsiz” olan Blockchain’de korunsaydı ortada böyle bir sorun kalmazdı. Bir çok yerde gerçek kopyası olurdu ve sahtesi üretilemezdi. Tapu, nüfus, sağlık, sınavlar gibi bir çok alanda bu teknoloji yaygınlaşmakta ve güvenlik artmaktadır.)
Bitcoin nasıl alınır?
Ülkelerde kripto para borsaları vardır (bkz aşağıdaki linkler). Bunlar özel şirketlerdir. Alım satım işlerinden komisyon alırlar. Öncelikle online üye olup, kimlikle başvurunuzu yaparsınız, bir banka hesabı gösterirsiniz. İlk önce bir deneme transferi yapılır. Hesap gerçek ve aktifse borsanın size güveni oluşur. Kimliğiniz anonimdir ve işlemlerde görülmez. Şimdi buradaki “cüzdanınıza” belli miktar TL transfer edersiniz. Tercih ettiğiniz Kripto Para cinsinden alışveriş yaparsınız. Alım ve satım sizin gibi müşteriler tarafından yapılır. Diyelim 1000 TL ile 0,1 Bitcoin aldınız (Evet Bitcoin pahalıdır ve 1 Bitcoin 2017de 17.000 dolara kadar yükselmiştir)
Nerede saklanır?
Borsa sizin için bunu saklayabilir. Borsada bulunan coin’lerinizle anında alım satım yapabilirsiniz. Başka kripto para birimleri alabilir ya da bozdurup TL hesabınıza çekebilirsiniz. Bunun için bir hesap ve cüzdan numaranız vardır. Her şey son derece şifrelidir ve işlemler çok sayıda merkeze kayıt edildiği için sizin olan ilelebet sizindir. Dünyanın bir bölümünde sistemler çökse diğer bölümünde veriler korunur. Bunu devletler kapatamazlar. Tamamen sivil bir inisiyatiftir ve yasaldır.
Borsada bulundurmaktan rahatsız oluyorsanız bilgisayarınızda, cep telefonunuzda cüzdan (Wallet) denilen uygulamalarda coin’lerinizi tutabilirsiniz. Borsalar iflas, çökme vs halinde sorumluluk almazlar. Sigorta şirketleri şimdilik dijital varlıkları sigortalamıyor. Bunun nedeni de sadece fiyatların değişkenliği. Yakın gelecekte bu da oturacaktır. Bir de sadece coin saklama cihazları vardır. Bunlar USB bellek görünümündedir. Cep telefonunuz olsun, fiziksel wallet olsun kaybolur ya da tahrip olursa coinleriniz kaybolmaz ve ele geçirilemez. Diyelim ki, telefonunuz yandı, yeni cihazınıza uygulama kurup, kimlik ve şifre girdiğinizde merkez size ilk sefer tanımlanan 12 kelimelik bir diziyi sorar. Bunlar ilk kullanımda belirlenmiştir ve kağıt kalemle iki kopya halinde not alıp bir yerde tutmak gerekir. Bunca işlemin bir pratik yanı, getirisi, konforu var mı derseniz:
Onlarca Bitcoin bulundurulan bir cüzdan cep telefonunuzdaki bir app’te durmaktadır. Bununlar dünyanın neresine giderseniz gidin varlığınız sizinledir. Venezuella parasın çöktüğünde bir grup insan cep telefonuyla sınırı aştı ve coin varlığını beraberinde götürdü. Yoksa pul olmuş ülke parasıyla dövize ulaşmak ve bunu gümrükten geçirmek neredeyse imkansızdı.

Bitcoin şu an volatilitesi yüksek bir para. Yani fiyat dalgalanması yüksek. Ancak bu çok doğal. Tanınırlığı artınca bu volatilite azalıyor. Çünkü artık siber-maceracılar tarafından değil kurumlar tarafından destekleniyor. Geçen Mayıs’ta Microsoft ve Apple klavye sembollerindeki para birimleri arasında Bitcoin’i de aldı!
2011’de bir kişi 10 bin Bitcoin’le 2 pizza almıştı. Bugün (bu yazı kaleme alındığı 2019 Haziranında) 1 Bitcoin 10 000 dolar. Analizciler Bitcoin global ölçekte varlık stoklama aracı olduğunda (altın gibi ama taşıması, saklaması kolay) değerinin 100 bin, 250 bin ve hatta 1 milyon dolar olacağını hesaplamaktalar. Bu durumda Bitcoin’in başka bir para birimi cinsinden ifade edilmesi son bulacak. Dolar ortadan kalkacak ve dalgalanması durmuş kriptoparaların alt birimleri kullanılacak. (1 Bitcoin = 100 000 000 Satoshi)
Bitcoin’i kötüleyenlerin gerçekte şimdilik ucuz olan Bitcoin stokladıklarından şüpheleniyoruz. Çünkü tüm Bitcoinleri yani 21 milyon Bitcoin’i 7 milyar insana (aslında gelecek projeksiyonu yapıyoruz dünya nüfusuna 10 milyar demeliyiz) paylaştırırsak kişi başına 0,02 Bitcoin düşecek ve bunun alt birimi, kuruşu olan, Satoshi kullanılır olacaktır. Kısaca bugün 1 Bitcoin sahibi olanlar sabredip beklerlerse çocuklarına iyi birer miras aktarmış ya da emeklilik yatırımı yapmış olurlar. Bugün ne yazık ki piyasada günlük iniş çıkışlardan al-sat yapanlar çoğunluktalar. Bu kişiler Bitcoin’in nasıl bir araç olduğundan habersizler. Bunu gibi farklı işlevlere sahip bir kripto para olan Ethereum’un, Ripple’ın ve diğerlerinin de özelliklerinden habersizler. Ancak Bitcoin bugün kripto para piyasasının %50sinden fazlasına hakimdir. Dünyanın 8. büyük hacimli para birimi haline gelmiştir.

Tavsiye: Uzun vadeli düşünmeye hazır ve sabırlıysanız, acil ihtiyaç duymayacağınız tasarrufunuzu döviz, hisse senedi, altın gibi değerlere (assets) paylaştırırken bir bölümüyle Bitcoin almak da akıllıca olur. Çünkü en kötü durumda (ki bu hiç olmayacak, dinamikler bunu gösteriyor) kaybınız can yakmaz, ama en iyi durumda birikiminiz geleceğe taşınmakla kalmayıp zengin bile olabilirsiniz. Bu durum zamanında almadığı tarlaya plaza dikildiği için dövünenlerin durumu ile aynıdır.
Asla 1 Bitcoin almak gibi bir zorunluluk hissedilmemeli. Bir öğrenci de harçlığının bir bölümüyle Bitcoin (ya da başka bir kripto para) alabilir. Parası aynı oranda değerlenecektir. 1 Bitcoin 2019 Temmuzunda 12 bin, 2019 sonunda 40 bin (evet parabolik bir artış söz konusu çünkü dünya küçüldü, teknoloji sayesinde dinamikler hızlandı, 100 yıllık değişim, bir kaç yılda olabiliyor, dünyanın bir ucu diğer ucundan hemen haberdar oluyor), 2020 sonunda 60 bin olacak gibi görünüyor. Ve 100 bin, 250 bin gibi rakamlar Bitcoin’in varması “gereken” değerler.
Özellikle “geç kalmışlık” hissi doğduğunda ve geleneksel para birimleri bir sonraki krizde çakılmaya başladığında (balon patladığında) yeni altın olan kripto paralara bir hücum olacak. O zaman da fiyat tırmanacak. Bu dinamiğe FOMO (Fear Of Missing Out) deniliyor. Yani fırsatı kaçırma korkusu. Şimdilik durum bu değil. Bugünün alıcıları “erken alıcılar” sayılıyor. En kazançlı çıkanlar Bitcoin ilk çıktığında alanlar, bunun ardından da bugün alım yapanlar. Çünkü beklenen potansiyeline oranla, 1 Bitcoin 20 bin USD de olsa ilerde ulaşacağı değere göre halen “ucuz” sayılacak.
Dünyadaki varlığın (trilyonlarca dolar) %1’i kripto paralara taşındığında olacaklar bunlar.
Birileri geleceği parselliyor. Zenginler ve fakirler, zengin ve fakir ülkeler şimdiden belli.
Son olarak Facebook bir kripto para olan Libra’yı duyurdu. Ancak Libra global firmaların elinde. Bir Stabil Coin. Yani mevcut dövizlere endeksli bir değeri var. Blockchain altyapısı da siviller için ulaşılmaz, yani kapalı devre. Facebook sizi takip eder ve mahremiyetiniz kalmaz. Ayrıca bu şirketler devletlerle al takke ver külahtırlar. Gün gelir özgürlükleriniz elinizden alınabilir. Bu bakımdan bu gibi “cin” girişimleri, kripto para taklidi oldukları ve kripto para ruhuna aykırı oldukları için makalemiz dışında tutuyoruz. Ancak şunu da söylemeden geçemeyiz. Bugünün ekonomik güçleni “nakitsiz” toplum isteklerini giderek daha yüksek sesle dile getiriyorlar. Paranın sayısal olduğunu ve nakit paranın olmadığı bir toplumda, hesabınız kapatıldığında, sizi ekonomi dışında tuttuklarında olacakları düşünebiliyor musunuz? Bugün milyonlarca insana bu zaten yapılmakta. Çin, gözetleme ve sosyal puanlama programını denemeye başladı. Buna göre vatandaşlarına liyakat puanı verecek. Bir gün, uygunsuz harcamalar ya da davranışlar yaptığınızda vatandaşlığa layık sayılmayacağınızı nereden bilebilirsiniz? Daha şimdiden bankalardan ne kadar nakit çekebileceğinize karar verip sınırlama getirmeye başladılar. Kendi paranızı çekemiyorsunuz! Bir ülkeden bir ülkeye belli bir sınırın üstünde nakitle seyahat etmeniz suç kapsamında. Terörü finanse etme vs bahanesiyle sizi sorgulayabiliyor, seyahatinizi engelliyor, banka hesaplarınızı kapatabiliyorlar. Bir çiftçi nakit biriktirip traktör satın almaya kalktığında yasaya takılabilecek. ABD gibi ülkelerin nakitsiz sisteme geçmek için stabil kripto para projelerini üstü örtülü şekilde desteklediğini savunan uzmanlar var. Örneğin Facebook’un Libra’sı onlara göre ABD hükümetinin bir girişimi. Rusya gibi rakipler de bu gelişmeleri izler görünerek yeni düzene hazırlanıyor. Teknoloji desteğiyle Dünya yeni bir tür totaliterliğe doğru kayabilir. Üstelik Evrensel Minimum gelir söylentileri de kulağımızda yankılanmakta. “Devlet size rızkınızı verir” mesajıyla kişisel özgürlükler tamamen yok edilebilir. Üstelik gelecek kaygısı aşılanan vatandaşlar kendi rızalarıyla bu “koruyuculuğa” teslim olabilir. İşte bu distopyaya (karanlık gelecek senaryosu) en güçlü alternatif, hatta tek kurtarıcı, özgürlüğün tek garantisi, merkeziyetsiz Blockchain sistemine dayalı kripto paralardır. Bitcoin gibi merkeziyetsiz Blockchain’e dayalı sistemler asla kapatılamaz, Merkez Bankalarından bağımsızdır. Anında hesap açarsınız. Bütün işlemler dünyadaki herhangi bir bankadakinden çok daha az maliyetlidir. Paranız hep sizindir ve ancak kendi özgür iradenizle harcar, alır ya da verirsiniz. Kişiler gibi ülkelerin bağımsızlığı da kripto paralarla mümkün olacaktır.
Özet : Tasarrufun 10’da 1’ini, ya da size uyan bir kısmını kripto paraya yatırmak akıllıca olur. Kimi uzmanlara göre 2019 Temmuzundaki 1000 dolarlık bir alım sene sonunda belki de 2 ila 5 bin, ama zaman içinde coin tüm potansiyelini gösterdiğinde 25-50 bin dolar olacak. Tabi ki herkes kendi araştırmasını yapmalı ve Bitcoin’in işlevlerini öğrenmeli, ikna olmalıdır.
S.K. Temmuz 2019
Kaynaklar :
https://bitcoin.org/en/bitcoin-paper (Satoshi Nakamoto imzalı Bitcoin makalesi)
http://www.spk.gov.tr/SiteApps/Yayin/YayinGoster/1130
https://www.ekovizyon.com.tr/iste-satoshi-nakamotonun-bitcoin-makalesi-turkce/
Youtube : Çok sayıda Youtube kanalı mevcuttur. Bazıları saat başı yorum yapar.
Belgeseller :
https://www.youtube.com/watch?v=gnclsLp_NDU&t=455s
https://www.youtube.com/watch?v=e3puat1AC8k
https://www.youtube.com/watch?v=_aILeOqZEwY (2 bölüm)
Sayfa ve Bloglar :
Açıklayıcı sayfa: https://offthechain.substack.com/p/bitcoin-is-likely-to-hit-100000-by
Çok ciddi bir kurumsal girişim örneği : https://www.digitalassetindexfund.com
Gerçek zamanlı izleme : https://bitcointicker.co
Yerli Borsalar :
vs…
Yabancı Borsalar :