Nasıl tartışmalı?
İyi anlaşan insanların kavga etmeyeceklerine dair yanlış bir kanı vardır. Oysa “kapışmak” sağlıklı bir belirtidir. Tartışmaktan kaçan, bir gülümsemeyle kavgayı savuşturanlar genellikle tam bir kayıtsızlığa gömülürler. Nahoş sözler söylemek ve hatta hakaret bile iletişimden sayılır. Elbette ki, her türlü kapışma tavsiye edilemez. Tartışmayı bilmek lazım. Münakaşa etmenin de her spor gibi kuralları ve yasak hamleleri vardır. Bunları bilirseniz fırtınalardan korkmanıza gerek kalmaz. Hatta bu çalkantıların faydalı olabildiklerini de görürsünüz. Hazırlıklı olmak en iyisidir.
Kural 1
Mücadele alanınızı iyi seçin
Her yerde ve her zaman kazanamazsınız. Önceden keşfedilmiş ve sınırlarını kendi çizdiğiniz bir alanda mücadele edin. Sınır taşlarını yerleştirdikten sonra da yerlerinden oynatmayın. İyi yönetilmiş bir tartışma, iyi tanımlanmış olması kaydıyla bir sorunu çözmenizi sağlamalıdır. Sınırlar belirsizse zaman kaybedersiniz. “Beni gerçekten anlamaya çalışmıyorsun” ya da “Hayatımı zorlaştırıyorsun” türünden şikayetler tartışmalarda yasaklanmalı. Bunlar sizin esastan uzaklaşmanıza yol açar. Coşan ırmak misali yatağından taşan bir münakaşa, yolunun üzerindeki her şeyi alıp götüren bir sel baskınına dönüşebilir. Tevazuyu elden bırakmayın!
Erkek : Aaa.. Zeynep, yine kağıtlarıma dokunmuşsun. Hiç bir şeyi bulamıyorum.
Kadın : Gerekiyordu da ondan! Masanın üzeri o kadar dağınık ki. Biraz toplasaydın benim yapmama gerek kalmazdı.
Erkek : Ama masam topluydu!
Kadın : Ya evet! Sen de hiç huysuz değilsin yani…
Erkek : Sen çok huylusun sanki… Sana yüz kere dosyalarımın yerinin değişmesinden hoşlanmadığımı söyledim. Yine de aynı şeyi yapıp duruyorsun!
Kadın : Ya ben? Ben de sana yüz kere “Bu dağınıklığına katlanamam” dedim.
Erkek : Bazen gerçekten dağınıklılığa mı yoksa bana mı katlanamadığını merak ediyorum. Beni artık sevmiyorsan bunu hemen söylemen en iyisi.
Kural 2
Tartışmayı sonuna kadar sürdürün
Başlayacak cesareti kendinizde bulduysanız, bitirecek cesareti de göstermelisiniz. Ağlayıp sızlanmalar, odayı terk etmeler birer zayıflık göstergesidir. Şikayetleriniz açıkça duyurulmalı.
Sızlanmalar arasına serpiştirilmiş “Çok kötüsün, seninle tartışılmaz”lar hiç bir şeye yaramaz. Partnerinizin size acımasını, belki sizi teselli edip gözyaşlarınızı silmesini elde edebilirsiniz ancak oyunu kurallarına göre oynamadığınız için size içinden kızacak ve size söylemek istediklerini söyleyememenin pişmanlığını hissedecektir. Yarım kalmış bir tartışmadan mutlaka bir başkası doğacaktır. Gökyüzü bulutsuz olsun istiyorsanız, zaman zaman fırtınaları kabullenmelisiniz.
Şeyda : On dakikadır tartışıyoruz hâlâ benden bir özür dilemiş değilsin.
Ahmet : Bir bu eksikti! Hem de bana söylediklerinden sonra!
Şeyde : Kötüsün, kalpsizsin, bencilsin… Seni terk etmekten başka ne kalıyor bana.
Ahmet : Tabi, tabi… Annenin evine dön sen. Böylece telefondan tartışmaya devam ederiz.
Kural 3
Tartışma konularını çeşitlendirin
Her zaman aynı şarkıyı mırıldanmayın ya da hiç olmazsa arada sözlerini değiştirin. Hiç bir şey şu sözleri yüzünci kere duymak kadar usandırıcı olamaz : “Ayakkabılarını hep içeride çıkarıyorsun” ya da “Çok hızlı yürüyorsun sana yetişemiyorum”. Artık gözlerinizi açın ve tartışmak için çok farklı konular olduğunu görün. Yeni konularla rakibinizi şaşırtarak kazanmak için daha iy bir konumda olun.
Murat : Yine şeyi kapatmayı unutmuşsun…
Yeliz : …garajın kapısını değil mi? Evet, biliyorum. Bana her gün söylüyorsun ve aynı şeyi tekrarlamandan bıktım artık.
Murat : Ama Yeliz…
Yeliz : Hayır diyorum sana. Bana ne söyleyeceğini ezbere biliyorum.
Murat : Gerçekten mi? Ya sana bugün arabanın motorunu durdurmayı da unuttuğunu söylersem…
Yeliz : Nasıl? Motoru mu? Ama….
Yasak hamleler
İnsanların önünde kavga
Tartışmanızı başkalarına gösteri olarak sunmak kabul edilemez bir davranıştır. İnsanların önünde kavga etmek kuralların tamamen ihlal edilmesidir. Samimiyete yer kalmaz. Bu andan itibaren gerçek nedenleri sayıp dökmek, doğru dayanakları seçmek söz konusu olmaz. Artık geriye şahitlere kimin haklı olduğunu ispata çalışmak kalır. Tartışma konusu da unutulmuş olur. Hile yapmayın!
Cemal : Ben sizin gibiyim Ayten hanım. Memleketimi seviyorum. 1965’te oradayken…
Sema : Hayır, 1966’daydı.
Cemal : Hiç de değil. 1965 Ağustosundaydık. Bir de sürekli sözümü kesmezsen sevinirim.
Sema : Ben! Sözünü kesmişim! Ama beni konuşturmayan sensin esas. Bu hep böyle. Görüyorsunuz değil mi Ayten hanım. Kocamın yanında söz söyleme hakkım yok…
Suskunluk
İki kişiden susmakta kararlı olan diğerini hoş olmayan bir duruma sokmaktadır. Sükuneti partnerinin gerilmesine, sinirlenmesine yol açar. Bütün silahları elinden alınmıştır.
En şiddetli davranışlardan biri olan suskunluğu kullanırken aşırıya kaçmayın.
Kadın : Yani, şimdi de bana yanıt vermeyi reddediyorsun?
Adam : …..
Kadın : Söylediklerimin hiç biri sana dokunmadı mı yani?
Adam : …..
Kadın : Ben yokmuşum gibi yapıyorsun… Söyle o zaman açık açık… “Sen benim için yoksun” de!
Adam : …..
Kadın : Allahım ben ne mutsuz kadınım!
Kaynak : La France en Direct 3 / Hachette