Tanrının Empatisi

  

Bir süredir her sabah viyaklayan tatlı bir kız bebeği kucağıma alıp pışpışlıyorum. Bazen uslu uslu bazen de ağlayarak uyanmasına rağmen beni görür görmez gülümsüyor. Sanırım onun sabah güneşiyim. Kucağıma aldığımdaysa güven ve keyifle gevşeyip gözleriyle bana şunları söyler :

“Ben şu an bir bebek olarak bütün insanların ve bir kız olarak da bütün kadınların matrisiyim. Bir zamanlar bu yetişkinlerin hepsi “ben”diler. Onların her biri olabilme potansiyelim var. Beni sevmen onları sevip saymanla aynı şey. Beni onlardan farklı kılan tek şey zaman ve mekân. Bu zaman örtüsü kalktığı anda durumlarımız eşitlenir, Birlik ortaya çıkar. Ama şimdilik Birlik kendisini bizim gözlerimizle deneyimliyor. Bugün karşına çıkacak insanlara O’nun gözleriyle bakacağına söz ver bana”

“Söz veriyorum”

Çünkü artık biliyorum ki ben de, şu an başka bir yerde, ömrünün sonuna yaklaşmış ve kızının baktığı yaşlı bir adamın ta kendisiyim. Yıllar göz açıp kapayıncaya kadar geçecek ve birbirimize dönüşeceğiz. Bizi ayıran tek şey zamanın muzipliği. Bu örtü kalktığında geçmiş ve gelecek kalmayacak ve Birlik gerçekleşecek. Daha doğrusu zaten Birlik hiç bozulmadı ama bizlere apaçık olacak. Ama şimdilik “zaman verilmişlerdeniz”. Varlığı ve kendimizi ancak katman katman algılayabiliyoruz. Birlik kendini böyle deneyimleyecek. Bu deney sırasındaki sevgi, tutku, acı ve özlemlerimiz Birliğin hatırlanmasından doğacak. Yaşam boyu tüm günah ve sevaplarımız, kavga ve sevişmelerimiz bilerek ya da bilmeyerek Birliğe ulaşmak için gerçekleşecek.

Ama şimdilik ben bir kız bebeği pışpışlıyorum. Göz açıp kapayınca da o beni pışpışlayacak.

Olacak bu. Oluyor. Oldu bile.

Böyle seviyor Tanrı bizi. Bize dönüşerek kucaklıyor çocuklarını.

S.K. 2015

Yorum bırakın

error: Content is protected !!