İnsan olmak, hazıra konduğumuz, edinilmiş bir kazanım, bir tür miras değildir.
Yazar Daniel Thibault bu konuda “Üstün insanı mı hedefliyoruz? Önce İnsan olmalıyız” diyor
Çünkü çoğumuz, “İnsan olmak” statüsünün doğadan gelmediğini unutuyoruz. Sürekli olarak, daha güçlü, daha çok sevilip övülen, başkalarından daha başarılı olduğumuzu dünyaya kanıtlama yarışındayız. Üstelik aldığımız eğitim bizi bu yarışın içine vaktinden de önce sokmakta. “Modern” dediğimiz toplumumuzun da bütün hata ve büyük günahları bundan doğmakta.
Başı aya erecek Süpermen’ler olmaya, dünyanın en meşhur starlarına benzemeye itiliyorsunuz. Üstün insan olmaya çalışıyorsunuz ancak henüz insanlığınızın gereklerini yerine getirebilmiş değilsiniz.
İ
nsan olmak akla gelebilecek en zor şeydir. Bunu ancak egolarını yan ceplerine koyabilmiş büyük bilgeler ve birkaç anahtar adam başarabilmiştir. Çoğunlukla onlardan bahsedildiğini duymazsınız ve dikkat çekmeden yollarına devam ederler. Kimseyi geçmez, hiç rekor kırmazlar, çünkü bu bir avuç insan için sadece “iç başarıları” önemlidir. Bu tür bir başarı başkalarının gözüne sokulamaz ve günümüzde hiç değeri yoktur. Yine de, bu başarıdır dünyanın bütün altınlarından, hazinelerinden daha değerli olan… Böylelikle, bu zorlu iş başarıldıktan sonra, sadece içsel başarının önemli olduğunu anlayıp herşeyi terketmeye hazır olduğunuzda, gerçek zenginliği bulmuş olacaksınız. Bahama’lardaki bir banka hesabında bulunan milyonları saymakla değil, ancak kalbinizdeki milyarlarca yıldızı saymakla kıyaslanabilecek bir zenginliktir söz konusu olan. Sadece bu şekilde “bedenlenmenizi” başarılı kılabilirsiniz, başka türlü mümkün değil!
İnsani hislerle hareket ettiğiniz için, yani başkaları için şefkat ve cömertlik duyduğunuz için İnsan olduğunuzu sanıyorsunuz. Ama bu olsa olsa, azizleri, süpermenleri oynamak isteyen zayıfların düşeceği türden bir tuzaktır. Gerçekten çıkarsız bir davranışta bulunmanın ve “nirvana”ya ulaşmanın anahtarı, kişinin kendisi için ve kendine insanlık yapabilmesinde gizlidir. Söz konusu nirvana bir sükûnet ve kendini anlama hali. Çünkü nitelik ve nicelik olarak kendinize veremediklerinizi, asla başkalarına veremeyeceksiniz. “Tanrısal olan insanın içindedir” demişti José Marti.
Madem ki şimdi neyi nerede arayacağınızı biliyorsunuz, varlığınızı geliştirmek için ihtiyacınız olan bütün anahtarlara da sahipsiniz.