Ülkemizdeki sorunların kökü: Kadının “karartılması”

Anadolu geleneklerine göre kız çocuğu erkenden “doğurtma” yoluyla anneleştirilir. Körpecik kızların iç organları daha buna hazır değilken bile bunun için çaba gösterilir. Kızların fikri önemli değildir.

Bu şekilde kızlıkdan analığa geçen varlık “Sevgili”, “Kadın” ya da “Eş” aşamasından geçemeden, bireyleşmeden, erkeğine “eş” olamaz (oysa dilimizde “eş” ve “eşit” yakın kavramlardır, ne güzel)

Bu olay beden izin verdiğince tekrarlanır. Kadın durmadan doğurtulur. Hele erkek çocuk doğuramamışsa, onu buluncaya kadar doğurtulur. “Ana” görevi kadının tek kimliğidir. Ancak bu “Ana”, eş olmayan, bireyleşememiş bir “Ana” taklididir, müsveddesidir. Bu ana tipi, kızlarına da aynı kaderi yaşatmak ister. Çünkü başka bir yaşam tanımaz. Kendi yolundan gitmeyen kızın “orospu” olacağına inanır ve aynı “karartma” projesinde erkeklerle birlikte hareket eder. Bazı töre cinayetlerinde ailenin annesinin “katl” emrine, kararına katıldığı dahi görülür!

Bu tip sahte analar, kızlarını everir, oğullarını da büyütmemek için çabalar. Otuzuna gelmiş adamların arkasından çoraplarını toplar. Yeter ki, “ana” sıfatı devam etsin. Başka bir yeri, rolü, önemi olmadığını, ilk fırsatta üzerine kuma geleceğini de bilir! Bir türlü doğurduğu erkeklerle göbek bağını kesemez, onları sanal bir rahimde tutar. İşte böyle adamlar çocuk kalır, asla büyümezler. Karılarında da bir “anne” görecekleri için, cinsel sorunlar, kimlik karmaşası ve şiddet, hanelerin ayrılmaz parçası olacaktır. Ayrıca namusun tek ölçüsü “etek” haline getirilmiş, hırsızlık, riya, yalan mazur görülmeye başlamışsa da, bunun nedeni bahsettiğimiz “karartma”dır. Bu kafa yapısı deneyimlerinden ders çıkarmaz, bilmeden inanır, kolay kandırılır, salt duygularla hareket eder hatta güdülerinin esiridir, ölür öldürür, yaşatmaz, kendini değil hep başkasını feda eder, çok konuşur, üretmez, insana dahi sahiplenilecek “mal” muamelesi yapar.

Hug-me-DarlingBu nedenlerle, kadınlarımız ve erkeklerimiz birbirlerine “eş” olamamaktadırlar. Sadece “cinsel münasebetten” bahsetmiyoruz. Bakınız, özlü deyişlerimiz ne güzeldir: “Hayat arkadaşı”. Yani eşler arasında arkadaşlık ön planda. İşte toplumsal barışın kayıp kaynağı.

Toplumumuzun kurtuluşu için, kadınların ve bu yolla da erkeklerin karartılması kesinlikle ama kesinlikle engellenmelidir.

Kadın, değişik coğrafyalarda genç yaşta evlenebilir, ancak analıktan önce eşine bir eş, bir akran olmalıdır. Bunu tek bir nesilde hayata geçirirseniz arkası gelecektir. Kadın, afedersiniz, “insan yerine” konulacaktır. Bunu, kadının fikrine danışarak, ona evde, hayatımızda, kafamızın içinde bir yer ayırarak yapacağız bunu. Kadın da bunu sahiplenecek. O zaman görün siz kadını !

Kendilerine “kötü kadın” iftirası atılan “erkeğe eş/eşit” kadınlarımıza da görev düşüyor. Karartılmaya çalışan kız kardeşleriyle iletişime geçmeliler. Nasıl mı? Mümkün olan, dolaylı ya da dolaysız her kanalla! Pozitif neşriyatla. Özellikle Sosyal Medya bu ayrı dünyaları bir araya getirmekte en etkili yol gibi görünmektedir.

Yorum bırakın

error: Content is protected !!